31 Mayıs 2011 Salı
Spinoza / YALNIZLIĞI VE SADELİĞİ YAŞAM BİÇİMİ YAPAN DÜŞÜNÜR
Kırkdört yıllık hayatı boyunca tek amacı olmuş; insan onuruna yaraşır bir yaşam..
Felsefe sorunlarının çözümünde geometriye dayanan bir yöntem uygulamış ve bütün düşüncelerini töz olarak nitelediği Tanrı kavramı üzerinde yoğunlaştıran Baruch SPİNOZA ilginç yaşam öyküsü ve dünya görüşü ile 350 yıldır gündemde kalabilen bir filozof.
24 Kasım 1632 yılında Amsterdam' da dünyaya, İspanya' dan göç etmiş bir Yahudi ailesinin beş çocuğundan biri olarak gözlerini açmış. Henüz altı yaşındayken annesini yitiren düşünür, yapayalnız geçecek yaşamını da böylece örgülemeye başlamış.
Uzun yıllar dinsel ağırlıklı bir eğitim görmüş olması onu kör inançlara saplamamış, öğrendiği yabancı diller ve ders aldığı bilge kişiler sayesinde ufku genişlemiş, düşünceleri değişmiştir. Onun düşünce derinliğine inemeyen yaşadığı dönemin din adamları tarafından aforoz edilmiş, yazdığı kitap yasaklanmış ve düşünceleri ile bir başına bırakılarak yalnızlığa itilmiş.
Yılmamış, yaşamı boyunca kimseye boyun eğmeyerek, hiçbir bağışı ve hediyeyi kabul etmeyerek onuruyla hayatını kazanmış..Matematik, fizik bilgileri sayesinde mercekler üzerinde çalışmalar yapmış. Bir odada sürdürdüğü yaşamını, mercekleri yontarak elde ettiği kazançla, bilgece ve gösterişsiz bir şekilde geçirmiş. Hastalıklı bedeni, yontarken yuttuğu tozlara ve insanlardan gördüğü anlayışsızlıklara daha fazla dayanamayarak 21 Şubat 1677 te bu dünyaya veda etmiş, geride, dünya durdukça yaşayacak düşünceler bırakmıştır.
daha fazlası içinburayı tıklayın
29 Mayıs 2011 Pazar
İlginç Kent Heykelleri
27 Mayıs 2011 Cuma
İlk Türk Kadın Ressam Mihri Müşfik Hanım
O, Türkiye'de çağdaş resim çalışmalarını başlatan ilk kadın ressam. Ayrıca, cesur, tutkulu, sıra dışı yaşamıyla ve sanatıyla şahsına münhasır bir kişilik. Ancak pek çok sanatçı gibi trajik bir sonu olmuş. Şu kadarını söyliyeyim; Amerika'da kimsesizler mezarlığında yatıyor. Ayrıntılar aşağıdaki linkte,
Yaşam Öyküsü Burada
26 Mayıs 2011 Perşembe
Paul Hedley Chatham
1947 doğumlu İngiliz ressam.
Sanatçının resimleri ve çizimleri sanat çevrelerince kaliteli ve heyecan verici bulunuyor. Kompozisyon bağlamında figüratif formu tanımlamak için onun inanılmaz yeteneği örnek gösteriliyor.
Sanatçının resimleri ve çizimleri sanat çevrelerince kaliteli ve heyecan verici bulunuyor. Kompozisyon bağlamında figüratif formu tanımlamak için onun inanılmaz yeteneği örnek gösteriliyor.
19 Mayıs 2011 Perşembe
Luciano Ventrone
O bir Akdenizli. Bunu natürmortlarına bakınca hemen anlıyoruz zaten.
Hiperrealizm (Foto Gerçekçilik) denilince benim ilk aklıma gelenlerden biri.
1942 yılında Roma'da doğan Luciano Ventrone Roma'nın Liceo artistico de sanat eğitimi almış.
Hiperrealizm (Foto Gerçekçilik) denilince benim ilk aklıma gelenlerden biri.
1942 yılında Roma'da doğan Luciano Ventrone Roma'nın Liceo artistico de sanat eğitimi almış.
14 Mayıs 2011 Cumartesi
Gezgin Günce ve Güle Güle Ali Teoman
Eğer edebiyat'a ilgi duyuyorsanız yazarın günlük olaylar döngüsüne, yazarlık, okuma ve yazma üzerine açıklamalarını da katarak yazdığı bir günceyi okumak, çok keyiflidir. Bu kitap bir kültür turu olmaktan öte, yazarlıkla ve yazarın bulunduğu ortamlara bakış açısı ile ilgili ipuçları içermesi.
Ali Teoman'ın Britanya seyahati sırasında tuttuğu günlük notlardan oluşan Gezgin Günce'yi okumak benim için de bilgilendirici ve keyif vericiydi. Kitabın yayımlanmasından kısa bir süre sonra, henüz 49 yaşındayken kaybettik yazarı.(23 Mart 2011)
Öykü ve romanları ile dikkat çeken yazarı tanımam edebiyat çevrelerinde hayretle karşılanan bir ödül olayı ile olmuştu.
- Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı (öyküler), Simavi Yayınları, 1991 (Nurten Ay adıyla); Sel Yayıncılık, 2007 (kendi adıyla).
- İnsansız Konağın İkonu (öyküler), Milliyet Yayınları, 1993.
- Pervaneler (öyküler), Yapı Kredi Yayınları, 1998.
- Uykuda Çocuk Ölümleri (roman), Yapı Kredi Yayınları, 2002.
- Bir Garip Cindi Zümrüdüanka (roman), Sel Yayıncılık, 2005.
- Aşk Yaşama Çok Uçuk (öyküler), Sel Yayıncılık, 2006.
- Karadelik Güncesi (roman), Sel Yayıncılık, 2007.
- Eşikte (roman), Sel Yayıncılık, 2008.
- Horasan Elyazması (öyküler), Sel Yayıncılık, 2009.
- Café Esperanza (novela), Edition du Verger; Sel Yayıncılık, 2010.
Huzur içinde yatsın. Yazılarını özleyeceğim.
6 Mayıs 2011 Cuma
Dostluk Üzerine
Dün Sarah'yla yazışınca onu ne kadar çok özlediğimi anladım. Her yıl onunla geçirdiğim dört beş ayın yaşamıma ve kişiliğime neler kattığını, aynı şekilde onun da bizlerle olmaktan, dünyayı aynı değerlerle kavrayıp çevreye bir şeyler kazandırabilmenin onurunu birlikte yaşamaktan mutlu olduğunu biliyorum..
Günümüzde gerçek dostlukların yerini sığ ve günübirlik ilişkilerin alması oldukça sıradanlaştı. Maddi çıkarların ön planda olması neredeyse teşvik edilir hale geldiğinden, bu konuda duyulan rahatsızlıkları dile getiren söylemler de anlamsız boş laflar olarak algılanır oldu. ''Günümüzde'' diye başlayan ve benim yukarıda sözünü ettiğim türde düşünceleri içeren tümceler sanki, eskiden maddiyata dayalı ilişkiler yokmuş gibi algılanıyor. Oysa, dün de bugün olduğu gibi , insan yaşamında temiz ve güzel olan insan ilişkilerinin yanı sıra, her türlü çarpıklıklar, çıkar çatışmaları, bencillik vs vardı. Ne varki artık eskiyi arar hale geldik, daha ben merkezli yaşar olduk. İşte bu yüzden neredeyse binde bir rastladığımız gerçek dostlarımızın değerini bilme konusunda çok hassasım. Yalnız kendini düşünmeyen, başkaları için de çaba gösteren, beklentisiz sevgilerle üreten, paylaşan, yaşam hakkı kavramını kendi yaşamının odak noktası yapan; doğayı, hayvanları çok seven, insanları hataları ile sevebilen ama onların daha iyi insanlar olmaları için çaba gösteren, başaramazsa hiç olmazsa başkalarına zarar vermemeleri için çırpınan kaç insan var çevrenizde? Bence insanların milliyeti, dini, dili hiç önemli değil. Yüreği ve beyni önemli..
Günümüzde gerçek dostlukların yerini sığ ve günübirlik ilişkilerin alması oldukça sıradanlaştı. Maddi çıkarların ön planda olması neredeyse teşvik edilir hale geldiğinden, bu konuda duyulan rahatsızlıkları dile getiren söylemler de anlamsız boş laflar olarak algılanır oldu. ''Günümüzde'' diye başlayan ve benim yukarıda sözünü ettiğim türde düşünceleri içeren tümceler sanki, eskiden maddiyata dayalı ilişkiler yokmuş gibi algılanıyor. Oysa, dün de bugün olduğu gibi , insan yaşamında temiz ve güzel olan insan ilişkilerinin yanı sıra, her türlü çarpıklıklar, çıkar çatışmaları, bencillik vs vardı. Ne varki artık eskiyi arar hale geldik, daha ben merkezli yaşar olduk. İşte bu yüzden neredeyse binde bir rastladığımız gerçek dostlarımızın değerini bilme konusunda çok hassasım. Yalnız kendini düşünmeyen, başkaları için de çaba gösteren, beklentisiz sevgilerle üreten, paylaşan, yaşam hakkı kavramını kendi yaşamının odak noktası yapan; doğayı, hayvanları çok seven, insanları hataları ile sevebilen ama onların daha iyi insanlar olmaları için çaba gösteren, başaramazsa hiç olmazsa başkalarına zarar vermemeleri için çırpınan kaç insan var çevrenizde? Bence insanların milliyeti, dini, dili hiç önemli değil. Yüreği ve beyni önemli..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)