26 Nisan 2011 Salı

Huriye ile Tanışmamız



Çalışan kadınsanız,  artı yazıyor  ve  çiziyorsanız,  ev  işlerini  mutlaka sistemli  yapmak,  belli  bir  düzeni  sağlayıp  bu düzeni sürekli  kılmak  zorundasınız.    Bu  sistemi   oluşturamadığınız,  işleri  aksattığınız  zaman  huzursuzluğunuz  mutsuzluk  boyutuna  ulaşıyorsa yardım  almak  zorundasınız,  başka  yolu  yok.
Zaman  zaman yardıma  ihtiyaç  duyup ev  işleri  için  yardımcı aldığım oldu. Sayılarını  tam  olarak  anımsamıyorum  ama  gündelikçi   olarak,  farklı  evlerde,  farklı karakterde  ve  yaşlarda epeyce  emekçi  kadınla  tanışmış  oldum  bu  güne  dek.  Bazıları  aileden  biri  gibi  oldular,  sevgimi  saygımı kazandılar.  Bazıları ise zaafları, karakterlerindeki  olumsuzluklarla beni  üzdüler.
Emeğin  değerini  bilen, her  işe  saygı  duyan  biri  olarak onların   en  iyi  koşullarda  yorulmadan,  yıpranmadan,  kendi  evlerinde  gibi  işlerini  yapmalarını  istedim. Bir  tabloyu  tamamlamak  için  gözlerim çift  görecek  kadar  yorulmuşken verilen  bir  fincan  çay  için  elini  öptüğüm  de  oldu,  evine  kadar arabamla  götürdüğüm  de. Asla  yaptıkları  işi  kendi  işimden  daha  değersiz  görmedim.  Hak  ettikleri  ücretleri  fazlası  ile  verdim. Yapı  olarak  insanlara  emir  verebilen, katı  ve  kuralcı  davranan  biri  olmadığım  için  bazıları  ile ilişkilerimde  hayal  kırıklığı  yaşadım. Örneğin birinin, kendisine  benim  kadar  değer  vermeyen,  neredeyse   acımasızca davranan  başka  biri   için  canla  başla  çalıştığı  halde, bizim  evde   yapması  gereken  işleri geçiştirdiğini  gördüm  kaç  kez. Diğer işvereni  benim  akrabam olduğu  için  bu  durumu  gözlemlemiştim.  Bir  başkası çok  sigara  içen,  çok  konuşan  bir  hanımdı. Sağlığı  için  kaygılanıp defalarca  uyarmıştım.  Yine  bir  başkası  soframa  buyur  ettiğim  zaman  hayret  etmiş,  şimdiye  dek  hep  ayrı yedirildiğini  söylemişti. Onlarla  birlikte en  az  onlar  kadar  iş  yaptığım bile  olmuştur.
Kimi  görgülü  ve  gururlu,  kimi  fırsatçı,  kimi  sessiz,  kimi ağzı  kalabalık  kadınlardı. Hepsinin kendine özgü  öyküleri,  çıkmazları, umutları, handikapları vardı.   Emeği  ile  para  kazanan, çoluğu  çocuğu  için  bu  ağır  işi  yapan, eğitimi, sosyal  güvencesi olmayan, çoğu  kez bir  iş  makinesi  gibi  görülen bu  kadınlara  saygı  duyuyorum.
İz  bırakanları  sık  sık  anarım. Hala iletişim  kurduğum görüştüklerim  var. Örneğin Huriye.
Onu yeni  taşındığım, lisansüstü  diplomamı  almak için sabahlara  dek  çalıştığım   ve  sık  sık  uçak  yolculuğu  yaptığım  günlerde  buldum.  Umudu kesmişken, hızır  gibi  yetişmişti. Üstelik  insan  olarak  da, çalışan olarak da,  aradığım  tüm  özelliklere  sahipti. Henüz  tam  yerleşilmemiş  bir  evle, tuğla  gibi  ders  kitapları  ile  ve   tanımadığım  bir  çevre   ile eşimin  yurt  dışı iş seyahatleri  yüzünden tek  başıma  boğuşuyordum  o  günlerde. Ev  yuvaya  dönüşmemişti bir  türlü. Yerleşmeyi  yalnız   başıma  başarmam  olanaksızdı.  Pazar  yerinde  süt  aldığım  köylü  kadına  çekinerek  sormuştum; ” evde  çalışacak  bir  hanım  arıyorum”  diye..Şöyle  bir  süzüp,  buralarda  zor, bizim  zenginlerin  kendi  beslemeleri  var, gine  de  soralım  bakalım,  ”Sen  kimin  nesisin? Necisin?”  diye  bir  güzel  sorguya  çekmişti. Evi  de  tarif  edip bir  daha  kimseye  sormamıştım.  Zaten  tanımıyordum  kimseyi.  Beş  altı  gün  sonra kapım  çalındı.  Güneşten  kızarmış,  yuvarlak  yüzüyle,  kaşları  hafif  çatık  güzel  bir  köylü  kadın vardı  kapıda.
-Melek  abam yolladı  beni..
diyordu.
Melek kim?
diye  sordum.
-Pazarda  süt,  peynir  satar. Yukarı  köylüyüz  biz. Ev işine  hiç  gitmedim  ben amma  eyi  bilirim  temizliği.
İşte  öyle  tanıdım  Huriye’yi. Meğer  ne  çok  çekinmiş, ”Ahlaklı iyi  insanlar  mı?  Evlerine  girip  onların işçisi  olacağım,  ya  yaramaz  insanlarsa ? Gaçar  giderim  o  vakit” dediydim ,  diyor.
Huriş’i  size  anlatmak  isterim.
Can  kız; emeği ile,  dürüstlüğü  ve  gururu  ile  bizi  kendine  hayran  bırakan küçük  anne, kız  kardeşim  olsan  seni  ancak  bu  kadar  sevebilirdim.
Kategorisi Huriye

Hiç yorum yok: