31 Ağustos 2010 Salı

Genlerle İlgili Anne Sevgisi Eksikliği-Kimerizm

Küçük yaşta  annesini  kaybeden  hatta  hiç  annesini  görmemiş, tanımamış insanlar  var. Parçalanmış  aileler  nedeni  ile  annesinden uzak  kalmış olanlar  da var.  Annesizliğin  ne  demek  olduğunu onlara  sormak  lazım. 


Bir  de  çocuğu ile birlikte  olduğu  halde sevgi  duyamayan  anneler  var ki, bu apayrı  bir konu. Bu  konu  ile  ilgili  yapılan  bilimsel  araştırma  sonuçlarından  söz  eden  bir  yazı  okudum.


NE İÇGÜDÜ NE HORMONLAR...ANNE SEVGİSİNİN DOZU GENLERLE İLİNTİLİYMİŞ
Prof. Dr. Demirhan şöyle devam ediyor:
ÇOCUĞUNU SEVEMEYEN ANNELER VAR
  “Dünyaya getirdiği çocuğunu sevemeyen, hatta nefret eden anneler var. Böyle bir anneye doku testi uyguladık. Bütün dokulardan örnekler alarak DNA’larını karşılaştırdık. Annenin kimerik olduğu, yani kimerizm gösterdiği ortaya çıktı. Kimerizm, döllenmiş iki yumurtanın birleşmesi ve ikiz yerine tek bebeğin doğması sonucu ortaya çıkıyor. İki yumurta birbirine temas ediyor, yumurta zarları eriyor ve iki yumurta birleşip tek bir beden içerisinde farklı DNA ve farklı iki ikize ait olan organ ve dokuları bulunduruyor.”

GENETİK YAKINLIK UZAKLAŞTIKÇA SEVGİ AZALIYOR
“Bu durum sonucunda dünyaya gelen bebek kadının doğmayan ikizinin DNA’sını taşıyabiliyor. Dolayısıyla anne doğurduğu çocuğun biyolojik annesi olabiliyor ama gerçek genetik annesi olmuyor. O bebek ikinci ikizine ait olan yumurtalıkta geliştiği için anne onu reddediyor. Genetik birliktelik ve birebirlik olmuyor; yani genetik yakınlık uzaklaştıkça sevginin dozu azalıyor.”


PSİKİYATRİK VAKA DEĞİL
“Bu durum ilk bakışta psikiyatrik vaka olarak düşünülüyor. Kesinlikle hepsi psikiyatrik vaka değil. Hamilelik sırasında annenin geçirdiği ya da doğum sırasında çocuğunun karışması gibi çeşitli travmalara bağlı olarak değil, kısacası reddetme duygusu değil.

Şöyle bir gerçek var ki: Bu durum hem anne için, hem de bebek için zor ve her ikisinde de ruhsal sorunlara yol açıyor. Anne kendine sürekli ‘Neden sevemiyorum?’ sorusunu sorarken, çocuk da sevilmediğini hissederek anneden uzaklaşıyor.

Bu tür annelerin mutlaka genetik analizleri yapılarak kimerik olup olmadıklarının ortaya çıkarılması gerekiyor. Daha sonra psikiyatrik tedavi almaları gerekiyor. Kimerik annelere ücretsiz danışmanlık veriyoruz Sonuç olarak anne bunu kabullenerek, çocuğuna ısınabiliyor ve ömür boyu depresyon ilaçları kullanmak zorunda kalmıyor.”



İşte  böyle zor  bir  durum. Çocuk  için de anne için de...


Anne sevgisi eksikliğinin yol açtığı "sevgi açlığı" erkek ve kız çocuklarda aynı şekilde kendini göstermekte; ilgi ve sevgiye muhtaçlık  fakat kendisine yönelen hiçbir sevgiden  tatmin olamama. Anne sevgisinin önemi bu kadarla da kalmıyor. Çocukluk çağında anneden yeterince ilgi ve sevgi görememiş gençler yetişkinlik çağında "sevme engelli" olma riski ile karşı karşıya bulunuyorlar. Kimerik annelerin durumu ise kolay değil.       Sonuçta  az çok bilgilensem de  bu konuda merak ettiğim hususlar  var. Kimerik bir annenin  birden  çok çocuğu varsa, tüm çocukları  için geçerli mi  bu hastalığın etkileri? Yani her  çocukta genetik yanlışlık ortaya çıkıyor mu ?  Bir  de  aralarında  hiç kan bağı  olmadığı  halde  evlat  edindikleri  bebekleri canından  çok seven annelik eden  kadınlar var. Bunların  durumu  sadece  psikolojik annelik  özlemi  midir? Elbette bana göre sevgisiz  öz  anneden  daha muteber  böyle  anneler.  Ve  ne yazık ki, çevremde sevgisiz  anneler var. Kimerik olup  olmadıklarını  bilmesem de, gördüğüm kadarı ile sevgisiz  annelerin, fiziksel  bakımını  yapsalar  bile   ruhsal olarak çocuklarına  ne  denli  zarar  verebildiklerini, onları  nasıl  yaralayıp  sorunlu,  özgüven eksikliği olan bireylere  dönüştürdüklerini biliyorum.   

Hiç yorum yok: