16 Ocak 2012 Pazartesi

Şeytan diyor ki

Nicedir bu sayfa kültür sanat ağırlıklı bir bloğa dönüştü.
 Oysa yaşamın yürek burkan ironisini yansıtabilmekti amacım. Hani hep bilinir ya, yalanı, dolanı, iki yüzlülüğü yapanlar değil de dile getirenler antipatik bulunur, diğerleri eğer iyi oyuncuysa bir şekilde kurtarırlar durumu, hatta yandaş bile bulurlar.

Yine de  bir yerlerde  dile getirmeli deyip başlamıştım yazmaya.
İronik bir ad takmıştım bu yüzden bu bloğa, aslında şeytanla işim olmasa da... Öyle ya; diğer tarafı sahiplenenler en doğru, en dürüst  oldukları iddiası ile her türlü aldatmacayı, yolsuzluğu  gözümüzün içine baka baka yapadururken,  gerçekten doğruyu savunanlar da şeytanın söylediklerini aktaranlar olarak algılanıyordu, ne acı.. Olsun bakalım, şeytan söyletmiş olsun, yine de yazayım bunları dedim de çıktım yola..Ama ne oldu; baktım ki kendin söyle kendin işit durumları.. Yani kör bir kuyuya bağıran ya da uzaya sessiz çığlıklar gönderen biri halleri..  Vaz geçtim yazmaktan..  Blog başlığı  hatıra kaldı..
Tanıtım yazımı bile değiştirdim.Yaralı ruhumuzu sanatla sağaltalım dedim ben de.. Fena da olmadı.

Neyse, arızalı insan, bozuk düzen halleri pek de yadsınmazken  toplumumuzda, yine de zaman zaman hazımsızlıklarım depreşiyor, sabır taşı çatırdıyor.

İnsanın insana yaptıkları zaten ortada. Bir de şu savunmasız hayvanlara  reva görülenler yok mu;  şeytanı kımıl kımıl kımıldatıyor. ''Bak işte'' diyor.. Sabır taşısın belki ama  neler oluyor hala susuyorsun diye sırıtıyor pis pis..

Günlerdir izliyorum, Bolu hayvan barınağındaki içler acısı  durumu. Nedenlerini, yanlışları, doğruları  konuşmayacağım. Birazcık aklı ve vicdanı olan herkes  ters giden bir şeyler olduğunu  anlar zaten. Anlamayan da anlamak istemiyordur.

Bugün beni  delirten belediye başkanı zat-ı muhteremin  canlı yayına tel. ile bağlanarak tamamen savunma içgüdüsü ile yaptığı, konuştukça da battığı  konuşmaydı. Belli ki  aldığı tepkiler yüzünden çok rahatsız olmuş ama  bu rahatsızlığını gidermek için, olumsuzlukları kabullenip, giderilmesi için çabalayacağına  konuya el atan, koşulları düzeltmek için işbirliği öneren Haytap'ı hedef seçmiş kendine.. ''Abartılıyor, buradaki şartlar  çok kötü değil, Haytap şov yapıyor'' diyor. Peki o karların üzerinde yatan zincirli ölü hayvanlar nedir? O koşullarda bir gece geçirseydin neler hissederdin sayın başkan?

Haytap sözcüsü ne  gerekiyorsa medeni  bir dille  söyledi  ama dinleyen kim.. Zavallı hayvanlar için içim yana yana ''ne yapabiliriz? '' diye düşünmekten kafamı patlatırken, bu zihniyetteki insanların yetkili konumlarda olmaları tam bir handikap.. Şeytan diyor ki....

Ama asıl sorun o zavallı hayvancıkların durumu.. Madem ki az da olsa bu konuları önemseyen, yaşam hakkına saygı duyan insanlar var, Haytap gibi, gönüllü esası ile bu yola baş koymuş  bir kuruluş var, bizlere  düşen birlik olup, elimizden  ne geliyorsa, karınca kararınca destek olmak. Sağ olsunlar, yol  gösteriyorlar zaten. Nasıl yardımcı olabileceğimizi anlatmışlar uzun uzun.

Aşağıdaki yazıya Twitter'da rastladım. Daha sonra bir başka blogda  paylaşıldığını gördüm. Ben de  aynen paylaşıyorum;

''Akşamdan sabaha kadar Bolu barınağındaki içler acısı durumu konuştuk. Tweetler attık, paylaşımlar yaptık. O köpekleri o şekilde donarak ölüme terk eden yetkililere lanet okuduk. Bunlar kamuoyunda konuya dair hassasiyet oluştuğunu göstermek ve ağzı dili olmayan hayvanların sesi olmak adına çok güzeldi, anlamlıydı.

Ancak yeter mi? Maalesef hayır. Asıl mücadele şimdi başlıyor. Konuştuğumuz, söylediğimiz her şey onlara yardım edersek anlam kazanacak. Öncelikle yapılması gereken barınaktaki gönüllülerin ihtiyaç listesini karşılamak.

Bu soğukta beton üstünde, açıkta yatan hayvanlar için KULUBE  başta olmak üzere,
BATTANİYE (Eski halılarınız, kilimleriniz, çarşaf, yorgan vs. de olur.)
KARTON- GAZETE
TAHTA PALET
VE
MAMA GEREKLİDİR.

Bu ihtiyaçları karşılayabilecek durumda olanlar HAYTAP gönüllülerine 507 510 23 30 nolu numaradan ulaşabilirler. Bu numaranın bilgi almak ya da soru sormak için meşgul edilmemesi çok önemli. Tüm gelişmeler zaten kamuoyuyla paylaşılıyor.

Bunları temin edip göndermek için müsait olmayanlar ise HAYTAP veya HAÇİKO'ya para yardımında bulunabilirler.

HAYTAP bağış: http://www.haytap.org/index.php/200903041747/site-yardimci-sayfalar/bagislariniz-icin-haytap-banka-hesap-bilgileri

HAÇİKO bağış: http://www.haciko.org/bagislariniz-icin

Lütfen söylemlerimizi eylemlerimiz ile destekleyelim. En azından karton ve gazete gönderebiliriz dostlarımız için. Dün geceden beri soğuk ve kar demeden çalışan gönüllülerimizin işlerini kolaylaştıralım. Can dostlarımızı yalnız bırakmayalım.

En önemlisi de kendi bölgemizdeki barınakları ziyaret edelim. Kışın en yoğun yaşandığı bugünlerde onların ne durumda olduğunu bilmemiz çok önemli. Kısıtlı sayıda gönüllüyle HAYTAP her yeri, her an kontrol edemiyor. Lütfen onlara yardımcı olalım. Bir sıkıntı varsa Twitter aracılığı ile ulaşıp, bildirelim.''

5 yorum:

Begonvilli Ev dedi ki...

Sabırla bekledim, bu muhteşem yazınıza yorum olarak neler yazılacak diye..
İşte sonuç: Sözünü ettiğiniz kendin söyle kendin işit durumları. Biliyorsunuz günlerdir bu konuyu işliyorum sayfamda. Ses veren üç beş kişi hep aynı kişiler. Bir olumsuzluğa tepki vermeyenler, sessiz kalanlar o durumun suçluları kadar vebal altındadır bana göre. Siz yine resim ve sanat konularına döneceksiniz kırılmış olarak. İnanın ben de o kırgınlığı yaşıyorum.

Şeytanın ''Yaz'' Dedikleri dedi ki...

Galiba ben anlatmayı beceremiyorum. Keşke duyurabilsek sesimizi.

Nilgün Torunoğlu dedi ki...

Ben yorum yazmıştım ama spam olarak kalmış herhalde mail kutunuzda bakar mısınız lütfen !

Şeytanın ''Yaz'' Dedikleri dedi ki...

Sevgili Colette Hanım, sizin değerli yorumunuzu Wordpress uzantılı diğer bloğumda okudum, çok duygulandım, yanıt yazdım oraya. Sağ olun, var olun efendim. Sizleri tanıdığım için mutluyum.

Nilgün Torunoğlu dedi ki...

Sevgili arkadaşım çok utandım şimdi:( Ben de sizin gibi ince ruhlu ,duyarlı bir arkadaş kazandığım için o kadar mutluyum ki ! Kızlar ve ben sizi sevgiyle kucakladık !